Güçlü Kadınlar

NASIL BAŞLADI?

Hikayenizi en başından anlatmanızı istesek, kariyer yolculuğunuz nasıl başladı? 2009’da Yakın Doğu Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldum. 2018’e kadar Antalya’da çeşitli özel okullarda Öğretmenlik yaptım. Oğlumun doğumuyla beraber mesleğime çeşitli sebeplerden dolayı ara vermek zorunda kaldım. Ancak bu sürede hiçbir şey üretememek beni başka kararlara sürükledi ve 2019’da Akdeniz Üniversitesi’nde Eğitim Denetimi, Teftiş ve Planlaması Bölümünde Tezli Yüksek Lisans’a başladım. Bu süre zarfında Perdesan Jaluzi’de önce üretim müdürü olarak çalışmaya başladım. Üretim bölümüne eleman alım süreçlerinde özellikle düşük gelirli, psikolojik ve fiziksel şiddet gören ya da hayatında birçok şeyi başarabilecek güce sahipken, kendisini var etmesine izin verilmemiş birçok hikayeye tanıklık ettim. Bazen iş yerlerinizde çalışanlarınıza sadece maddi güç sağlamak sizi farklı kılmaz ve inanın tek ihtiyaçları da bu değil. Yaşadığım deneyimler beni hep içgüdüsel olarak daha fazla bir şeyler yapmam gerektiğine zorladı. Yüksek lisansımı bitirdikten sonra insanlara daha faydalı olabilmek adına Umut Esen Akademi’den Icf Onaylı Koçluk Eğitimi aldım. Eş zamanlı olarak, hayatımızın her sürecinde var olan çatışmaları çözebilmek adına Deep Democracy ve CoResolve eğitimleri aldım ve bu sürede Başkent Üniversitesi’nde İnsan Kaynakları Yönetimi eğitimimi tamamladım. Bu basamaklar hayatımın dönüm noktaları oldu. Çünkü koçluk, bilinen kirli bilgilerin ötesinde, her insanı bir bütün olarak kabul eden, yargıdan uzak bir iletişim dilinin kullanıldığı, kişiye farkındalıklar kazandıran derin bir yolculuk. Ve ben bu yolculukta birçok kişinin deneyimlerine eşlik etmekten mutluluk duyuyorum. Maddi kaygıların ötesinde size ihtiyacı olan birine fayda sağlamanın doyumunun parayla karşılığı olabileceğini düşünmüyorum. Şuan yaptığım iş aynı zamanda benim bir yansımam, yaşamımın bir parçası, bu yüzden çok mutluyum ancak hızla değişen dünyada burası benim için zirve diyemem, gelişim ve değişim hızla değişen bu dünya için bir ritüel gibi ve dilerim son ana kadar birilerine dokunabileceğim bir iyilik zincirinin parçası olabilirim.

En büyük başarınız nedir?

Unvan ve statülerin dışında varabildiğim en güzel
başarı benim için özde iyi olmaya çalışma gayretim.

Hayata karşı duruşuyla size ilham olan ve
hayran olduğunuz kadınlar kimler?

Betül Mardin ve Toni Morrison. Bu iki kadın, yaşamamaçları ile beni çok etkiler ancak dünyanın her yerinde

kendine yabancılaştırılmış birçok kadın, yaşama tutunma gayretindeler. Onca zorbalığa rağmen bir sebep bulup yaşamak için savaşıyorlar. Kendi zorluğunda mücadele veren ve boyun eğmeyen her kadına hayranım!

NEDEN GÜÇLÜ?

Neden size ‘güçlü kadın’ diyorlar?

Katıldığım birçok platformda geri bildirim olarak beni tanımladıkları ifade güçlü oluyor. Hayalini kurduğum her şey için bu zamana kadar gerçek mücadeleler verdim. Ailem, iş arkadaşlarım hemcinslerim, yöneticilerim çevresel faktörler, sağlığım, birçok etki hedeflerime ulaşırken engel olarak karşıma çıktı. Silip atmak, çekip gitmek yerine aynı yerde kalarak kendi varlığımdan vazgeçmeyerek hayalini kurduğum her şeye er yada geç ulaştım, bu yüzden olabilir. Genellikle fikrine ihtiyaç duyulan biriyim iş ya da özel hayatımda, insanlar düşüncelerime ve deneyimlerime itibar ediyorlar. Hiç bilmediğim bir şeyle karşılaşsam bile bu ne diye sorgulamam, bunu nasıl öğrenirim, nasıl çözüm üretirim bakış açısıyla yaşıyorum ve bu beni çoğu alanda güçlendiriyor.

Eğer dünyada tek bir şeyi değiştirme imkanınız olsaydı, bu ne olurdu?

Her çocuğun adil bir hayat sürmesini isterdim. Sevgide, şefkatte, ilgide ve maalesef bizi biz yapan bu duygular çocuklukta bize atılan tohumların zamanla içimizde büyümesiyle gerçekleşiyor. Ancak kalbine bu duygu tohumları atılmamış binlerce çocuk var. Ve haklı isyanlarını erişkin dönemde çok ağır bedellerle ödüyorlar. Burada herkes bir miktar şunu düşünebilir; adil bir hayat, eşit haklara sahip olmaktan geçmiyor mu? Elbette öyle, ancak şu da bir gerçek ki insanın iyi olması için ne akla ne de paraya ihtiyacı vardır. İyilik sevgiyle büyüyen bir tohumdur.

Sizin için bu hayattaki en önemli şey ne?

Zor bir soru… Oğlumdan önce işim, kariyerim, daha çok kendimi etkileyen unsurlar diyebilirdim ancak hayatta annelik gibi sadece sizin tekelinizde bir sorumlulukla büyüyen ve ileride üzerinde etkiniz olan bir bireyin sorumluluğunu almak hayata bakışımı değiştirdi diyebilirim. Özde iyi bir insan olmayı önemsiyorum, önce oğluma sonra ulaşabildiğim herkese iyi bir rol model olabilmek ve güzelliklerle anılmak benim için çok kıymetli.

YETENEKLERİ NELER?

Bu kadar güçlü bir kadının hobileri, yetenekleri
neler merak ediyoruz?

Kendi yönettiğim bir kitap kulübüm var ve kitap okumak hobiden ziyade hayat akışında yaşamımın bir parçası diyebilirim. Edebiyat öğretmeni rolümden mi yoksa çocukluğumdan beri kendimi en iyi ifade ettiğim alan olmasından mı bilemiyorum ancak ‘yazmak’ benim için çok kıymetli. U-WORDS dergisinde kendi uzmanlık alanlarımla ilgili yazıyorum. Uzun yıllar Milli Eğitime bağlı öğretmenler korosunda eserler söyledim ve günlük yaşamımda da müzik ve sanata dair ne varsa beni ilgilendirir diyebilirim. Bedenimi ve ruhumu disiplin etme açısından pilates yapıyorum ve son zamanlarda da tenis öğreniyorum. Gelişimin yaşı yok ve sevmediğini düşündürten önyargıya rağmen deneyip bilmelisin öğretisiyle bakıyorum hayata. Bu yüzden her yaşımda yeni şeyler keşfediyorum diyebilirim. Ben şunda yetenekliyim demek benim mizaç yapıma ters olsa da arkadaşlarım ve iş çevrem tüm organizasyonları bana yaptırtır. Derleyip toparlama, iyi gözlem ve aynı anda birden fazla şeyi yönetebilmek, benim yorulmadan rutinde yaptığım şeyler diyebilirim.

Sıradan bir gününüz nasıl geçer? Size en çok ne
yapmak keyif verir?

Sabah 6-7 arası spora gidiyorum ve güne şartlar el veriyorsa mutlak surette kahveyle başlamak isterim. Şuan bir şirkette kurumsal koçluk yaptığım için güne şirket paydaşları ile başlıyorum. İşlerim planlı ve sistematiktir. Günlerim; eğitim, toplantı ve bireysel görüşmelerle geçiyor ancak ne olursa olsun ihtiyaç hissettiğimde ‘kendine zaman’ ilkemle işi bırakıp kitap okurum ya da yazarım, iş akışı içinde yenilenmemi ve durumlara farklı açılardan bakmamı sağlayan bir sihir olduğunu düşünüyorum. İş sonrası oğlum ve ailemle vakit geçiyorum genellikle. Her yaş güzel ancak şuan oğlumla keyifle sohbet edebildiğimiz, ondan her an bir şeyler öğrendiğim, baharı yansıtan, içimi açan, doyasıya nefes aldığım, haz duyduğum bir zamandayım. Her fırsatta beraber bir şeyler yaparak geçiyor zamanım diyebilirim. Bana en çok ne keyif verir? Sevdiklerimle birbirimize bir şeyler katabileceğimiz bir ortamda beraber olmak, çok keyif verir. Paylaşmayı seviyorum, dokunmayı, fayda sağlamayı… Kim olduğuna bakmadan birilerinin hayatında biraz olsa da bir ışık olabilirsem ne mutlu bana!

İLKELERİ NELER?

Hayat felsefeniz nedir? Peki ya ilkeleriniz?

“Başkasından üstün olmanın onurlu bir yanı yoktur. Asıl onur kişinin eski halinden üstün olmasından gelir” der Ernest Hemingway. Kendimde tekrara düşmüyorsam, gerçek bir yaşanmışlığa varabiliyorum. İlkelerim; her koşulda çalışkan olmak, öz saygı ve kendine yatırım yapmak, yaptığının daima en iyisine
ulaşmak, hoşgörülü olmak, paylaşmak, doğru olmak, yaşamayı sevmek.

Sizi en çok ne mutlu eder?

Paylaşmak, en çok da sevgiyi.

Son olarak kadınlara ilham olacak bir mesaj
vermenizi istesek…

Adım atmaktan korkmayın. Değişmek, gelişmek, mutlu olmak ve başarmak için hiçbir zaman geç değildir. Yeter ki biz kendimizin engeli olmayalım!

Visited 1 times, 1 visit(s) today

Leave A Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir